Son Dakika

Çocuklarla savaşı nasıl konuşuruz?

Yaşananlar elbette çok ağır ve böyle ağır durumlarda hep olduğu gibi dünyanın geri kalanında yetişkinler çocuklarla, öğretmenler sınıflarıyla savaş konusunda nasıl konuşup nasıl konuşmayacaklarını da düşünüyor. Bu nedenle Jason Buckley, bu konuda kendi sınıflarında uygulamaya çalıştıklarını kaleme almış. Tuğçe Büyükuğurlu’nun, kendisinden izin alarak “Çocuklarla Savaş Hakkında Konuşmak ve Konuşamamak” yazısını Türkçeye çevirerek Felsefe Bültenindeki paylaşımını sayfalarımıza taşıyoruz.

  • Çocukları zorla konuşturmayın! Pandemi konusunda olduğu gibi bu konuda da çocukların konuşma isteği birbirinden farklı olacaktır. Bazıları büyük bir merak içindeyken bazılarında yüksek kaygı seviyeleri olabilir. Başka bir konudan bahsederken, bir tartışmanın herhangi yerinde bu konu dile getirilirse üstüne birkaç yorum yapıldıktan sonra güven verici bir şeyler söyler ve konuyu bir kenara bırakırım. Dersin sonunda bu konuda tartışmak isteyenleri konuşmaya davet eder veya sadece konuyla ilgilenenler için ayrı bir oturum ayarlarım. Yanlış algılamaları kibarca düzeltirim ve eğer biri bana doğrudan bir bilgi sorusu sorarsa yanıtlarım.

 

  • Savaşın adını koyun! Çoğu çocuğun savaşa dair bilgisi, dünya savaşları veya kendi ülkesinin geçirdiği savaşlarla ilgili olacaktır. O yüzden “Ukrayna’daki savaş” yerine sadece “savaş” demek, birçok belirsiz korkuyla bağdaştırmalarına ve neler olduğunu anlamak konusunda yanıltıcı şemalara yol açma riski taşır.

 

  • Stoik düşünceyi modelleyin! Savaş konusunda düşüncelerimi nasıl yönettiğim konusunda açık davranırım ve Stoacılık felsefi geleneğinden bahsedebilirim. Stoacılar, korku, açgözlülük, üzüntü veya öfke gibi güçlü olumsuz duygularla kuşatılmaktan kaçınırdı. Onlara göre, bu duygulardan kaçınmanın en iyi yolu iyi bir yaşam sürer ve her şeyin daha iyi olması için çalışırken dikkatinizi kontrol edebildiğiniz şeylere vermekti ve ben savaşı kontrol edemem. O yüzden izlediğim haber miktarını sınırlı tutarım ve dikkatimi en azından kısmi olarak kontrolümde olan, işim ve iyi bir arkadaş olmak gibi şeylere yöneltirim. Stoacıların bir diğer düşünceleri şöyleydi: kötü şeylere hazırlıksız yakalanmamak ve böyle bir şey olduğunda üzülmemek adına önceden onların olacağını beklemek. Bu yüzden, hayatta birçok belirsizlik, birçok yanlış bilgi ve söylenti, birçok acımasız ve üzücü hikayeler olacağını, bunların bazılarının zor durumda kalan veya sevdiklerini kaybeden çocuklarla ilgili de olacağını, bunlar olurken her ne kadar dünyanın kalanı eskisi gibi yaşamaya devam etse de dünyayı kötü bir yer gibi göstereceğini kendine hatırlatmak gerekir. Daha fazla seyirci isteyen televizyon kanalları ve gazeteler daha dramatik haberler yaparak ortamı yükselteceğini de kendime hatırlatırım. O yüzden bu gibi şeyler olduğunda hazırlıksız yakalanmam ve duygularım o kadar ezici olmaz.

 

  • Net ve dikkatli düşünün! En azından kısmi olarak elimizde olan bir şey de nasıl düşündüğümüzdür. Net ve dikkatli bir şekilde düşünerek, tüm savaşları başlatan kötü şekilde düşünmenin tam tersini yapmış oluruz. Düzgün düşünmenin önündeki bir engel, ayrı şeyleri birmiş gibi düşünmektir. Pandeminin ve çevreyle ilgili kaygıların üstüne haberlerdeki bu son acı durumla beraber insanlarla ilgili genel olarak umutsuzluğa kapılmak çok kolay. Ama bu şeyler arasında bazı bağlantılar olsa da hepsi büyük bir berbatlığın süreğen bir felaketi değil ve buradan insanların genel olarak kötü olduğu sonucunu çıkaramayız. Her sorun, kendi içinde ayrı durumlar. Düzgün düşünmenin önündeki bir diğer engel de olayların tek yönünü düşünmektir. Pandemi feci bir şeydi ama milyonlarca insan kendi özgürlüklerini feda ederek başkalarının sağlığı için inanılmaz şekillerde çalıştı; bu savaş sırasında da doğrudan etkilenmeyen birçok ulus ve binlerce insan doğrudan etkilenenlere yardım edecek ve Rusya’nın içinde de birçok cesur insan savaşı protesto ediyor. Elbette, pandemi ve savaşlar hiç olmasaydı daha iyi olurdu ve insanların içinden çıkardıkları iyilik, getirdikleri acıya elbette değmez. Ama dünyada kötülük olduğu gibi iyilik de var ve bunu unutursak düşünmekte tembellik etmiş oluruz, bu da iyi felsefe yapmanın tersidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir