Son Dakika

Lise öğrencileri ile ibadet kavramı nasıl işlenmelidir? (III)

Daha önceki yazılarımda ibadetin ‘insani sorumluluklar’ olarak tanımlayabileceğimiz ‘din’in hayata geçirilmesi sonucu oluşan tüm davranışlarımız olarak anlaşılması gerektiğini ve formel ibadetler dediğimiz ‘temel ibadetlerin’ de Allah bilincimizi/ takvamızı güçlendirici fonksiyonlarının olacağını ve insani sorumluluklarımızı yerine getirmekte bize güç kazandıracağını söylemiştik.
Bu yazımda öğrencilerin en yaygın gerçekleştirdikleri ibadet olan oruç ibadetini nasıl işlememiz gerektiğini irdelemeye çalışacağım.

Oruç: Öncelikle öğrencilere, ‘oruç’un ne demek olduğunu sormak gerekir.
Öğrenciler, orucun, nefsimize hakim olmak, fakir fukaranın, açın halini yaşayarak tecrübe etmek, yeme içme ve cinsellikten Allah rızası için uzak durmak… vs demek olduğunu söyleyeceklerdir.

Orucun, fakir fukaranın, açın halini yaşayarak tecrübe etmek olduğunu söyleyenlere, ‘Bu durumda sadece zenginler mi oruç tutmalıdır?’ itirazını yöneltmek gerekir. Bazen de birtakım zengin iftar sofralarını görerek fakirler zenginlerin nasıl beslendiğini anlayabilirler.
Orucu, yeme içme ve cinsellikten Allah rızası için uzak kalmak olarak tanımlayanlara da, başka oruçların da olduğunu, –örneğin: Konuşma orucu ve başka dinlerde başka oruçları– örnek vermek gerekir.

Bu aşamadan oruç kelimesinin din dilindeki karşılığını sormak gerekir. Çocuklara Savm/ Sıyam kelimesini hatırlatmak gerekir. Bu kelimeyi sınıflarda çok az duyan öğrencinin olduğu bir vakıadır.

Savm/ Sıyam kelimesinin anlamını, yeme, içme, cinsellik ve konuşmayı terk etmek ya da azaltmaktan öğrencilerin bulması için sözü onlara bırakmak gerekir. Nefsimize hakim olacak şekilde günün bir kısmında yememek, içmemek, cinsellik yaşamamak, konuşmamak ne anlam ifade eder?

Öğrencilerin ‘kısıtlamak’ anlamını yakalaması uzun sürmeyecektir. Bu durumda oruç, insanın biyolojik ihtiyaçlarını/ dürtülerini kendi iradesi ile kısıtlaması ve iradesini eğitmesi/ güçlendirmesidir.

İnsan normal olarak acıktığında yemek yer, konuşur, içer ve cinsel ilişki kurar. Ancak bu biyolojik ihtiyaçlarını, nefsinin arzu ve isteklerini belirli bir süre için erteleyebilir, kısıtlayabilir. Bu kısıtlama bütün kadim din ve kültürlerde bir irade eğitimi olarak kabul edilmiştir. Burada temeli oruç olan Budizm dinini örnek vermekte fayda var. Budha’ya göre, bütün kötülükler ve olumsuzluklar insanın arzu ve isteklerinin esiri olmasından kaynaklanır. İnsan arzu ve isteklerini kontrol ederek/ kısıtlayarak ruhsal olgunlaşmasını sağlar.

Mutasavvıflar da ruhsal olgunlaşmayı az yemeğe, az konuşmaya, az uyumaya ve dünya nimetlerinden/ konforundan elini eteğini çekmeye bağlamışlardır. Buna zühd denir. Oruç da bir çeşit zühdtür.

Müslümanlarda oruç neden Ramazan ayında farz kılınmıştır?

Kur’an’ın, Bakara süresinin 185. ayetinde, “Ramazan ayı ki, onda İnsanlar için bir rehber, bu rehberden açıklamalar ve Furkan (ayraç) olan Kur’an onda indirilmiştir. Öyleyse ona şahit olan onda oruç tutsun…”
Öğrencilere, “Kur’an’ın Ramazan’da inmesi ile oruç arasında ne gibi bir alaka var? Kur’an Ramazan’da indi diye neden oruç tutmamız gereksin?” sorularını sormak gerekir.

Bazı öğrenciler, orucun, Kur’an tarafından emredildiğini, onun da Ramazan ayında indirildiğini, bunun için oruç tutmamız gerektiğini söyleyeceklerdir. Bazıları da şunu söyleyeceklerdir:
Allah, Ramazan’da biyolojik ihtiyaçlarımızı kısıtlayarak Kur’an’ın rehberliğinde ruhsal eğitimimize yönelmemizi istemektedir. 11 ay bedensel ihtiyaçlarımız odaklı bir hayat yaşıyoruz. Ramazan’da Kur’an okuyarak ve bedensel arzu ve isteklerimizi ikinci plana alarak manevi eğitimimize odaklanmamız gerekir.
Nitekim, Müslümanlar Ramazan ayı boyunca Kur’an’ı okumaya çalışırlar. Evlerde ve camilerde mukabele okuyarak söz konusu mantığa riayet etmeye çalışırlar. Bunun pratikte ruhsal olgunluğumuza ve irade eğitimimize faydası olabilmesi için anlamı ile okumamız gerekir. Anlamı ile okumasak da bu hikmeti/ amacı anladığımız, içselleştirdiğimiz bir gerçektir.

Öğrencilerle birtakım güncel oruçlardan da bahsetmek ve tartışmaya açmak gerekir. Sosyal medya orucu, tüketim orucu, reklam orucu, TV dizisi orucu, oyun orucu… gibi. Bütün bu oruçlar insan iradesine güç kazandırıcı ve ruhsal olgunlaşmasına katkı sağlayıcı eylemler oldukları için Allah’ın rızasını kazandırıcı eylemlerdir.

Oruçla iradesi güçlenen ve olgunlaşan insan geri kalan 11 ay boyunca arzu ve isteklerinin kölesi olmayacaktır. Ve Ahlaki kalitesi yükselecektir.

Allah kabul etsin.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir